Pazar, Ekim 25, 2009

Gelecekteki Sevgiliye;

sevgili sevgilim,

tanışmadık henüz biliyorum; ya da tanıştık ama farkında değiliz birbirimizin. bir yerlerde durmuş bir yandan hayatın koşturmacasında kaybolmuşluk duygusuyla ilerlerken diğer yandan hayatın bizim için yazdığı hikâyenin kahramanları olmayı bekliyoruz. nerdesin, ne yapmaktasın, kimlerlesin, en sevdiğin renk hangisi, en çok hangi filmde ağladın bilmiyorum. merak ediyor muyum, bilmem ki; sen gelince anlatırsın zaten hepsini en baştan; anlatırsın değil mi? anlatırsın ve dinlersin beni... o kadar çok ihtiyacım var ki dinlemeye, anlatmaya, anlamaya ve anlamlandırmaya...

çizgi filmlerdeki ve filmlerdeki kahramanlar dışında hayatımın kahramanı olmadı benim, ama umutluyum senden; olursun değil mi benim kahramanım... hem şehri canavardan kurtarmanı filan beklemiyorum ki ben senden. gel ve gör içimdeki hala masallara ve kahramanlara inanan küçük kızı. ve o küçük kız hayat ona çelme takıp her düştüğünde tutup kaldır yerden, kanayan yerlerini temizle ve bir masal anlat ona. her gözyaşı döktüğünde küçük kız al onu yatır göğsüne, saçlarıyla oyna gözyaşları dinene kadar, sonra hatırlat ona gözyaşlarının sadece mutluluğa yakıştığını.

kahramanım, belki yolculuğa çıkarız seninle günün birinde neşeli akdeniz sahillerine ya da hayallerimin başkentine doğru. cam kenarında benim oturduğum bir tren ya da otobüs yolculuğu. neşeli hikayeler anlatırım belki sana yol boyunca, bir hikayeye başlamışken bir diğeri gelir aklıma; karışır sonunda hepsi ve ben çocuksu bir gülüşle boşverip hikayeleri dayarım başımı omzuna. beni gördüğün o ilk anı anlattırırım sana bilmem kaçıncı kere, bizim hikayemizdir çünkü benim en sevdiğim hikaye.

baharın ilk yağmurunda ya da yazın ortasında muzip bir yağmurda şemsiyesiz kalırız belki. sen söylenirsin muhtemelen, ben de bozulan saçlarımı düşünür hayıflanırım önce; sonra birbirimize bakar gülümseriz ve yakıcı bir öpüşe dahil ederiz utangaç yağmur damlalarını. bir gün batımında ya da doğumunda yanındayken senin, neye olduğunu bilmeden hüzünlenirim belki, gözlerim hüzünlü bakar uzaklara. o an bir şiir gelir aklıma mısralarını eksik hatırladığım ve senin de hatırlayamadığın, şairinden özür dileyip kendimiz ekleriz bir kaç mısra. sonra sana bakarım, bana hayatı şiir tadında yaşatan kahramana, kahramanıma ve az önce gözlerime yerleşen hüzün yerini sana bırakır; sana ve aşka...

her neredeysen iyi bak kendine olur mu? herkese ve her şeye rağmen kendin olarak kal, doğru zaman geldiğinde de gel. gel ve beni al; bir de çok bekletme beni olur mu? hazırım çünkü ben sana...

hoşçakal

imza: şimdiden seni çok seven ben.

Alıntıdır

2 yorum:

  1. Küçükken merak ederdim, acaba nerde ne yapıyor şuan evleneceğim kişi diye. ta ki... diye başlayan cümleler kurmayı düşlemek ya da gerçek olacağı günü beklemek o kadar zor mu peki...

    YanıtlaSil
  2. bir tane o, eşsiz..
    kaktı bu sabah sıcacık çay demledi kendine, bakkaldan bir kaç poğaça aldı.. sevgilisine günaydın mesajı çekti, sonrasında derin bir iç çekti..
    mutlu şimdi..
    farketmeden o da beni bekliyor..
    kim ki o.. çok merak ediyorum..
    ama çıkmasın karşıma, çıkmasın 3-5 sene daha..

    YanıtlaSil