Çarşamba, Kasım 18, 2009

Bendeki 'en' derin izler

Kitapın son yaprağını okumak..

Heyecanlanır insan, daha hızlı okumaya yeltenir, ama bir yandan da son demlerinin tadını çıkartmak ister, bitsin/bitmesin çelişkisinde kalır..

"Aşk".. Öyle bir kitaptı ki; hani derler ya 'gözlerinizden yaşlar akarak bitireceksiniz' diye.. Bu öyle bir kitaptı ki, bitişiyle değildi verdiği hüzün.. Bitişinin ardından ilk sayfadan ta 415. sayfaya kadar gözlerinizin önünden akan şerideydi gözyaşlarınız..

Bana mevleviyatı tanıtan, bu yolda gönül gözümü açmama başlangıç olan, yeni nesil Türkçe ile eskiyi harmanlayarak böyle güzel bir anlatım yaratan ve koca bir yüreğe sahip olduğunu düşündüğüm Elif Şafak'a sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.. Evinde oturup elinde kahvesi, laptobundan bunları yazarken kaç kişinin hayatına milyonlarca renk getireceğinin farkında mıydı acaba? Kitlelere ulaşan bu kitap benim gibi bir sürü kişinin dönüm noktası olmuştur.. Gezmeden ilmini aktaran bir derviş Elif Şafak..

Bir kitap biter, devamı olmadığını bilirsiniz.. İçinizde kalır hani.. İşte içime oturan bir hikaye.. Devamı yok.. Hem olsun, hem olmasın.. Böyle tatlı kalsın kafamda.. Bir yandan devam etsin, Mevlana'nın ve Şems'in büyüleyici hikayesi asırlarca daha devam etsin..

Ve ben yaptığım büyük başlangıcımla 'sonsuz' ilimde 'toplu iğnenin başı' kadar ilerlediğimi düşünüyorum. Ne kadar tezat değil mi? Bilgi.. Çok bildiğinizi zannetmeyin, bilgi denizi alabildiğine geniş, ne kadarına sahip olsanız da denizin her köşesini keşfetmeye ömrünüz ve gücünüz yetmez.

Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır. Bu dünyadan giden her hırsız için bir hırsız daha doğar. Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst insan alır. Hem bütün hiçbir zaman bozulmaz, her şey yerli yerinde kalır, merkezinde.. Hem de bir günden bir güne hiçbir şey ayrı olmaz.
Ölen her Sufi için bir Sufi daha doğar.

Hileden, desiseden endişe etme. Eğer birileri sana tuzak kuruyor, zarar vermek istiyorsa, tanrı da onlara tuzak kuruyordur. Çukur kazanlar o çukura kendileri düşer. Bu sistem karşılıklar esasına göre işler. Ne bir katre hayır karşılıksız kalır, ne bir katre şer.
O'nun bilgisi dışında yaprak bile kıpırdamaz. Sen sadece buna inan!

Kusursuzdur ya Allah, O'nu sevmek kolaydır. Zor olan hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir. Unutma ki kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde bilebilir. Demek ki hakikaten kucaklamadan ötekini, Yaradan'dan ötürü yaratılanı sevmeden, ne layıkıyla bilebilir, ne layıkıyla sevebilirsin.

Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen hiç ol! Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği tutan dışında ki biçim değil içinde ki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil hiçlik bilincidir.

Şu dünya bir dağ gibidir, ona nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir.Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa,hayırlı laf yankılanır.Şer çıkarsa, sana geridin geri şer yankılanır.
Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk gün kırk gece güzel sözler et. Kırk günün sonunda göreceksin her şey değişmiş olacak. Senin gönlün değişirse, dünya değişir.


Şimdi bitmiş kitabıma sarılıp uyuma vakti..




Konya.. Dolup taşıp sana geliyorum..

1 yorum:

  1. Burada Kur'an - ı Kerim'deki bir ayet baz alınmış gibi görünüyor. Allah (c.c) Zilzal suresi 7-8' de der ki "Kim zerre kadar hayır/şer işlerse karşılığını görür" Aklımda bulunan ayetlerden biriydi :)

    Okuyup bende yorumlamak isterdim ama kısmet olmadı :( Umarım zaten içinde var olan insan sevgisini daha da sağlamlaştırır bu kitap :)

    Saygılarımla

    YanıtlaSil