Perşembe, Mayıs 21, 2009

Şekerlik Sanatı

Selaaam :)


Hızlı internet, rahat yatak, iyi yemek ve canım evime sonunda kavuşmuş olmanın mutluluğu içerisindeyim :)


Stajım 3. günde.. Yorucu, ama eğlenceli.. İlk defa çalışıyor olmanın mutluluk sarhoşluğuyla henüz fazla bir yorgunluk hissetmiyorum.. Ama zamanla belirecek bel ağrıları, ayak yaraları, sıkkınlık, depresyon hatta :P


ne yapıyorum?



Turistciklere yemekleri öncesi sevimlilik yapıyorum restorant kapısında.. "Helloooo" diyorum 32 dişimi göstererek :D
Tabi bunların markaları var; Alman, Rus, Türk vs vs. Ait oldukları barkodu basmassan asapları bozuluyor.. Türk'e "afiyet olsun", Alman'a "çüüüüüss", Rus'a "dasvidanyaa"... Ben de ortaya karışık "good byeee" diyorum.. Ama Alman'lar çok milliyetçi "chüss" diyene kadar üstlerine alınmıyorlar..

Yaşlı turistler pek şirin.. Çok insancıl.. Güler yüzlü.. komik :) yaşlanınca insan, insan olmanın değerini anlıyor ve şu 3 gün de bana da öğrettiler.. Hayat sevince güzel, sevince tatlı her yerr tralalala :D:D



Yemek saatleri dışında boş oturmuyorum tabi.. Katliiiiiaaaaam!!
Şekerlik, tuzluk ve karabiberlik en büyük hobim oluveriyo.. İsimlikleri unutmamak lazım tabi..
Boşalmış masa gereçlerinden nefret eder oldum.. Ama olsun yılmayacağııııımmm!

Bknz. pikçur1


http://i128.photobucket.com/albums/p192/errorita/DmL020.jpg


Tabi yalnızca bu kadarcık değil...


Tüüüüüüüüüm restarontın şekerlikleri diyorum :|


bknz. pikçur 2


http://i128.photobucket.com/albums/p192/errorita/DmL022.jpg


Bu son hali de değil :S iki tepsi daha eklendi buna sonrasında..


En zoru da tuzluk ve biberlik.. Porselen kırmamak lazım [ki bir tanesi elimden vıcık edip kayarak, tuz, buz ve karabiber oldu :/] ve minnacık delikten tuzu, karabiberi itelemek lazım.. Hani bir tuzluk olsa tamam.. ama ben yaklaşık 300 tanesinden bahsediyorum :| belki de daha çoktur, saysaydım keçileri kaçırırdım..


İşte böyle :)



Bu 3 gün kolaydı.. Yarın tam anlamıyla başlıyorum.. 12/22 arası yokum artık anacım..
Beni özleyiiiinn
chüüüsss, byeeee, dasvidanyaaa
ve
Afiyet olsun :)

Pazar, Mayıs 17, 2009

the son.

1. sınıfın sonunu getirmiş bulunmaktayım.. hepimize hayırlı olsun..

Yarın staj için ilk günüm.. iş başı :)

Cumartesi, Mayıs 09, 2009

Sinema'da Gerilim! Vol1 ve Vol2 birarada :|


Lise son.. Yıl.. ımmm.. 2006.. evet evet 2006. "Şeytan Çarpması" vizyonda.. Ben de meraklı izlemeye.. Sabahçıydık çıktık okuldan bir kız arkadaşımla.. Sinemaya gittik. şeytan çarpmasına :/ Okulumuzun yönü dolayısıyla üşengeçlikten yol üstündeki bi sinemaya gittik.. O sinema da çok tercih edilen bir yer değildir. o yüzden pek dolu olmaz. Neyse.. Girdik oturduk.. Bizim dışımızda bir çift vardı.. Film başladı! vuhuu! güzel gidiyordu.. tırsmışdım..


Şeytan çıkartma sahnesindeyiz.. Peder kızı yatağa bağlamış.. Kız çığlık çığlığa.. bizim gözlerimiz yuvalarından fırlamış halde, korku dolu gözlerle izlemekteyiz.. İşte tam o anda!


Elektirikler kesildi :D


Hani karanlıkta gözbebekleriniz daha büyür ya, korkunca daha iyi görmek için daha fazla gözlerinizi açınca sanırım yuvalarından fırlıyorlar :) Öyle oldu çünkü.. Arkadaşım çığlık atmakta, çift ise gülüşmekte, ben bildiğim tüm duaları okumakta.. Daha sonra kızın erkek arkadaşı "ahaa şeytan buraya geliyooor!" diyince bu kez kızda korktu, ağlamaya başladı.. O ağladıkça ben daha çok dua etmeye başladım.. Kuran hatim etmişliğim yok.. bildiğim 2 duayı çevirip çevirip okuyorum, kulağımda arkadaşımın çığlık sesleriyle..


Sanırım hayatımda bir daha böyle korku dolu bir ortama giremem diye düşünürkeneeeeeeeeeeee....


Yıl 2009! Dehşet Treni filmindeyiz.. Yakın 3 arkadaşım ve ben.. Sözleşerek gitmedik, karşılaştık.. Mutlu oldum böyle olunca :) Aynı seansa almışız biletleri.. Oturduk müsait boş yerlere.. Film başladı.. Çok beğenmiştim.. Duygusal modumdaydım ve filmin içinde çok üzel bir aşk hikayesi vardı.. Derken her şey boka sardı.. Baş kahraman Romeo'muz gece trene binip şehri turlayan çam yarması adamın katil olmasından şüphelenip peşine düşüyor.. İri adam bunu farkediyor ve bizimkinin başı belaya giriyor.. Adam bunu bulduğu yerde öldürecek.. Bir de normal yollardan değil, en faşistçe şekilde öldürüyor.. Böcek öldürür gibi :|


Ben bu kadar etkilenip, böyle heyecanla izlerken film ara verdi. herkes çıktı salondan.. Bir tek benim grup kaldı.. Konuşmaya başladık film hakkında..



"yahu o adam gelse elinde koca çekiçle, tepemize bindirse" dedi birisi
"ya normal hayatta öyle bir adam gelse" dedi ötekisi
"şimdi gelse, şu kapıdan girse, tanımam sizi kaçarım valla :D gelirse naparız ya" dedim
"vala ben dört nala kaçarım :D" dedi erhan..

bi sessizlik oldu.. O arada ben o adamın şuan önümde duran o geniş sinema kapısından girdiğini hayal ettim.. Etmez olaydım :| O lanet elektrikler benle yine sidik geçti :@


Kesiliverdi :|



Gülmeye başladık..
"ahaha :D gelirmiş şimdi" gülüştük..
"lan, harbiden gelirse :|" diyerek korkuttum kendimi..
"Karanlık bişeyde gözükmüyo, ya geldiyse :|"

Panikle fırladım yerimden.. Sonra salakmıyım ya ben diyerek içimden geri oturmaya yeltendim..
a gerizekalı damla :D o koltuk sen kalkınca kapnıyor.. Kıç üstü oturuverdim yere :D beklenmedik düşüşün şokuyla kafasına darbe almış salak suratlı tavşan gibi kalıverdim orada öylece..

Düşerken bi refleks açelya'nın kolunu tutmuşum.. Düşünce, yani düştüğümü anlayınca bıraktım kolunu.. Karanlık ya, o da ne olduğunu anlamamış. düştüğümü görmemiş.. tek hissettiği; bir yerden çekilir gibi kolunu tutmam ve birden kayboluşum olmuş :D


Harbiden geldiler sanmış :D


Elektrikler benim düşmemi bekliyomuş.. Düşüp, aptallık kısmını atlatma arasındaki 5saniye içinde geri geldi.. Beni yerde gören grup arkadaşlarım ve gerçeği kavrayan açelya öyle bir gülmeye başladıklar ki :D yere oturmuş bekleyen beni görünce :D


Bir daha yok arkadaşım.. sinemada elektrikler kesilince kılımı kıpırdatmıcam.. HIH!


:)