Cumartesi, Mart 28, 2009

~Başlıksız..

"Ben bir Cadıyım! Bu, elimde bir süpürgeyle uçabilme yeteneğim olduğunu göstermez elbette, ama asabımı bozanların kafalarına uçabilme yeteneğimin olmadığını da göstermez!"

cadi.com

Bavul Faslı 4

Evet, bu başlıkla birlikte her bavul toplayışımda işten kaçıp bloga yöneldiğimi anlamış bulunuyorum :))


Bence 4 sene sonra "Bavul Faslı 785647 in the end"i yazıyo olacağım..


~~~~~~~~


Güzel bi tatilim oldu.. hiç bir şey yapmadan yattım :) bir ya da iki kez sokağa çıktım.. Beynimi ve vücudumu dinlerdirdim.. Döndüğümde yapacağım değişikliklere karar verdim.. Hoş bir tatildi..



Dün çok fazla düşünmekten sapıtıp dudağıma taktırdığım piercingi söylemiyorum bile :|
acımadı kiiii :))
Ama şimdi biraz problem yaratıyor.. Sürekli teramisinlemek gerekiyor, yoksa mikrop kapacak.. Teramisin yemekten midem antibiyotik doldu.. Dudağım da biraz şişti.. Oynuyorum unutup unutup..
banane! Yakıştı! kim ne derse desin, ben beğendim!

Küpe deliğini sanki Allah doğuştan verdi, ne var bu da süs.. İnsan kendine neyi yakıştırıosa yapabilir, değil mi? Herkes özgür sanıyordum ben! Yakıştı yakıştı ^^



Çok kendini beğenmiş oldum ben iyice yaa.. Hele ki vizeleri de hiçbir ders bırakmadan alnımın akıyla alınca..
semih'in tepkisi süperdi ^^
"İstatistik"in açıklandığını haber verdi.. "aa bakayım" diyerek not açıklama sitesine doğru yola çıktım..
Bu arada semih "40 ile AA bile gelebilir." demiş.. notumu öğrendim, semih'in bu yazdığını okudum :D
ve "semiiih 80 almışıııım" dedim :D Semih is offline yazısı çıkıverdi bi anda :D bi daha bana sormıcakmış bişey (: ihihi
çok sevindim.. çünkü artık "Akdeniz Üniversitesi"ne geçmemem için önümde engel kalmadı.. Eğer bu notları bu şekilde tutarsam ortalamam 3.00 olacak ve başvurmaya yüzüm olacak..

Hadi bakalım, hop hop hop ^^

Salı, Mart 17, 2009

Parmaklarımız neden kütler???

eveeeet.. bugünkü araştırmamızın konusu parmaklar neden çıtlar? tıpçı değilim, metabolizma ve insan anatomisi hobim de değil.. o yüzden bu sorunun cevabını araştırıp bulmakla yetindim..



Ve karşınızda süper bir araştırma ve inceleme yazısı! Parmaklarımız neden kütler???


En çok ve kolaylıkla çıtlattığımız yerler vücudumuzda en çok bulunan
sürtünmeli eklem yerleridir. Bu tip eklem yerlerinde, örneğin
parmaklarımızda, iki kemiğin birleştiği yerde bir bağlantı kapsülü
vardır. Bu kapsülün içinde kemiklerin hareketleri sırasında buraları
yağlayan bir sıvı vardır. Bu sıvının içinde erimiş halde oksijen,
nitrojen ve karbondioksit gazları bulunur.


Vücudumuzda en kolay çıtlatabileceğimiz eklem yerlerimiz
parmaklarımızdır. Parmaklarımız gerilince ve eklem yerlerimiz
düzleşince bu kapsül de gerilir. İçindeki sıvının basıncı azalır ve gaz
kabarcıkları patlamaya başlar. İşte kulağımıza gelenler bu seslerdir.
Patlayan kabarcıklar neticesinde gazlar bu sıvıyı terk eder, sıvı daha
da genleşir ve eklem yerinin hareket kabiliyetini arttırır.



Şüphesiz ki eklem yerinin gerilmesi, bu kapsülün boyu ile sınırlıdır.
Eğer parmaklarınızı çıtlattığınız anda röntgenini de çekerseniz, eklem
içinde oluşan gaz kabarcıklarını görebilirsiniz. Bu olay eklem
yerindeki hacmi yaklaşık yüzde 15-20 artırır.



Aynı parmağınızı arka arkaya çıtlatamazsınız. Bir süre beklemeniz
gerekir, çünkü gaz kabarcıklarının sıvı içersinde tekrar oluşması biraz
zaman alır.



Tüm bu açıklamalar, deneylerle ispatlanmasına rağmen, yine de bu kadar
küçük gaz miktarının bu kadar büyük bir ses çıkartabilmesinin nedeni
hala anlaşılmış değildir. Bu sorunun tatmin edici bir cevabı da henüz
yoktur. Ayrıca detaylı çalışmalar göstermiştir ki, çıtırdama sırasında
iki ayrı ses duyulmaktadır. Birincisinin gaz kabarcıklarının patlaması
olduğu biliniyor. İkinci sesin ise kapsülün uzama sınırına vardığında
çıktığı sanılıyor.

Evet geldik en çok merak edilen soruya! Parmaklarımızı çıtlatmak
vücudumuz için zararlı mıdır? Bu konuda elde çok az bilimsel çalışma
sonucu vardır. Bir görüşe göre parmak çıtlatmanın eklem yerlerimizdeki
sıvıya bir tesiri yoktur. Diğer bir görüşe göre ise sürekli olarak bunu
yapanlarda ve bunu alışkanlık haline getirenlerde, eklemler etrafındaki
yumuşak doku zarar görmekte, parmaklar şişmekte, dolayısı ile elin
kavrama gücü azalmaktadır.
www.nedeni.com

bu yazıyı okurken kaç kişi parmaklarını kütletti :D

Pazar, Mart 15, 2009

Every Little Thing Gonna Be allriiightt ^^



Selamlaaaaar ^^


Yazmayalı ne de çok, pek de çok olmuş da haberim bile yokmuşş.. Ee malum okul şitresi, vize şeyleri, tatil modu, kumanda elde kıç yerde modları derkeeeen akşam olmuş haberim yokmuş ^^ Özledim yazmayı.. Gerçi günlük tutmaya devam ettim bu yokluğumun sizi üzdüğü günlerde :P Ama okutmıcam.. HIH :)



Neler yapıyorum?
Genel olarak ne yapıyorum ben de bilmiyorum, ama bu aralar vizelere çalışıyorum..
Staj için otel ayarlamakla meşgulüm, ama tipimi gören vazgeçtiğinden hala bulamadım :P
Sonracımaaaa kitap tüketimi yapıyorum hızlı bi şekilde.. "Neva" "Acı Çikolata" "Beyoğlu Rapsodisi"
Hız mı bu? demeyin.. Çünkü bünyemin 2 aylık bi sürede bu kadar kitabı hazmetmesi mucizevi bişey ^^

Okulumun şeysi olan Turizm Kulübü'de gezilerine başladı.. Onunla geziyorum işte canım sıkıldıkça..


Yurt da yemeklerini bozdu zaten.. benim de midem iyice bozuldu.. Afrikalılara döndüm vala.. Olsun yüzüm güzel, oradan kurtarıyorum :D Somalili kız bundan sonra adım :D yok öyle cadı felan :))


Ezan okunuyor, müziği kısalım..



2-3 gün önce başıma çok egzotik bi olay geldi ^^
Yurt müdüremiz ısrarlı bir şekilde telefonu çaldırınca üşene üşene kıçımı kaldırmak zorunda kaldım.. Açtım, "Damla sana bir çiçek var" dedi o_O
"Kimden kii??"
"Damla vıttırıvızık* diye birine" (*hatırlıyamiciiim şimdi elalemin soyadısını) "şimdi gönderdim ben çiçekçiyi akşam bir daha gelicek. senin olabilir mi?"
"Yok yahu kim napsın beni o_O"
"Kuşadasından gelmiş"
HÖNK :|
İki gün önce turizm kulübü ile kuşadasına gitmiştim galiba.. onun "hönk"ü bu :S
"yo.. yok.. yok benim değildir"
"yurtta başka damla yok.. madem öyle tamam canım"

saat 18:00 suları
Zrrrrr!!! Telefon çalar
"aalooo??"
"Damlacım bu çiçekçi gene geldi.. Bıraktı çiçeği gitti.. Gel al madem senin olsun"
Görmemiş gibi başkasına gönderilen çiçeğin kendisine gönderilmişmiş edasıyla hoplaya zıplaya hödük gibi gittim aldım çiçeği ^^ çok da güzeldi kıyamam.. Koydum yatağıma.. Snff Snff kokladım ohh mis gibi
Sonra evin kızları merakla toplandı çiçeğin başına.. Anlattım ben bunlara olanı biteni..
sonra hepimizin aklında şimşekler çakıverdi birden :D
İkinci öğretim garibim, geç geliyor.. Günü kaçırıyor kıyamam.. E tabi şakayı da yiyen o oluyor ister istemez ^^
Çiçekdeki saçma sapan kartı kaldırırdık ve el yazısı güzel olan bir kızımıza aşk nağmeleri dolu sözler yazdırdık :))
"Bundan sonraki hayatımı seninle geçirmek istiyorum..
Seni Seviyorum.
İsmisi Soyadısı"
Bu şahıs iki-üç gün önce Açelya'ya çıkma teklifi etmiş olan ama kabul görmemek adına kararlaştırılmış, haber bekleyen şahış..
Çiçeği usulca Açelya'nın yatağına bıraktık ve tüylü ötüşken fareler gibi vikleye vikleye güle güle terkettik ortamı..
herkes günlük yaşantısına geri döndü..

saat 20.30
ben ders çalışırkene kapı açıldı ve açelya geldi..
kapının açılması ve atılan çığlık arasında yaklaşık 20sn vardı yoktu ^^
"İnaNmIyOrUmmmMmM!"
katıla katıla gülmek isteyip de gülememek işte böle bişi :D
ağzın garip bi şekil alıyor, yüz kasların belli belirsiz oynuyor ^^

koşturarak geldii
"damlaaaa çiçeği gördün mü??"
no tepki, sadece "hı hı" ifadesinde bir kafa sallayış
yoksa güleceğim ^^
"ya ben bu çocuğa hayır dicektim.. şimdi nasıl dicem yaa. bi ton para vermiş çiçeğeee"
"yaa dimi dünya para"
"yaa inanmıyorum yaaa.. ilk defa biri bana çiçek gönderiyoo"
üzüldüm bi an, içimi burktu bu cümle.. Sonra silkindim geri.. Nasıl olsa aşık olduğu birinden değil, hayranlarından birinin göndermiş olduğu sanal bir çiçek ^^
"Arayıp teşekkür edeyim"
faslına kadar çiçeğin şokunu yaşamasına izin verdim sonra da
"Şakalannnndıııııııın!!!" diye pöykürdüm :D
sonra da yedik hepimiz zopayı ^^

Yüzsüzce gidip çiçeği tekrar aldım ve yatağıma koyup koklama aşamasına devam ettim..
hatırlamyıyorum, neye sinirlendim.. Ama birine ya da bişeye sinirimden tuttum çiçeği parçaladım çok geçmeden.. üzerindeki renk renk çiçekleri bölüştük kızlarla ve evin içinde heryerde minik vazocuklar içinde güzel kokulu çiçekler peyda oldu yoktan ^^

ertesi gün saat: bilmemkaç..
"damla.. kızım çiçeğe ne oldu?"
"ımmm semra abla... şeyy.. yok artık ki o çiçek :S"
"kızım sahibi çıktı onun"
"hımm.. selam söyle semra abla.."

Umarım kız gelip saçımı başımı yolmaz :))


bir hikayenin de burada sonuna geldik.. Ben dönerim "istatistik"e, dostlar beni hatırlasın :((